Necip Fazılcılar |
![]() |
![]() |
![]() |
Necip Fazıl, sırf Türkçü-Turancı olduğu için Ziya Gökap'e söyledikleri akla mantığa sığmaz. "İstanbul’a gelişlerimden birinde hastalandım ve Fransız hastanesinde yattım bitişiğimdeki odadan garip sesler geliyordu bu sesleri çıkaran hastanın kim olduğunu sordum meşhur Ziya Gökalp dediler. Mebusmuş-profesörmüş ismini yeni duyuyordum öldüğü gece başını duvarlara çarparak sabaha kadar ALLAH’a galiz kelimelerle sövdü o kadar fena oldum ki bu hal karşısında odamdan çıkıp başka bir yere sığındım öğrendiğime göre ALLAH’a inanmazmış…" (Sahte Kahramanlar; s.74-75) Bu iftirayı atmanın sebebi, insanları Türkçülükten soğutmaktan başka ne olabilir? Rezilliğe bakın ve görün. Ziya Gökalp sırf Türkçü-Turancı olduğu için böyle bir iftiraya maruz kalmıştır. Halbuki, Ziya Gökalp gerek şiirlerinde gerekse ’Türkleşmek İslamlaşmak Muasırlaşma’ adlı eserinde kendi inancını açıkça ortaya koymuştur. Ama kalıplaşmış dinci yaklaşıma sahip olanlar ne yazık ki içinde Türk geçen herşeye alerji duymaktadırlar. Türklük düşmanı bu hastalık, aynı virüsün A B C sürümleri gibi kimi zaman komünist kimi zaman etnikçi(kürtçü vs ) kimi zaman ise dinci olarak karşımıza çıkar.Türk adını ağzına aldığınızda sizi ya nazilikle ya da dinsizlikle suçlarlar. Necip Fazıl’ın görüşleri doğrultusunda yetişen bir çok AKP’li siyasetçinin bugün Türk adını ağzına almaktan kaçınmasının ana sebebini fikir kaynaklarında aramak gerekir. Milliyetçiliği ayaklar altına aldık diyenler aynı zamanda Necip Fazıl’a üstad diyenlerdir. Necip Fazıl zihniyetinde yetişenlerde belirgin bir Atatürk düşmanlığı vardır.Bu düşmanlık sonuç itibariyle Türk Milliyetçiliği, Milli Devlet ve Cumhuriyet karşılığı olarak ortaya çıkar. Atatürk’ün kurduğu milli Türk Devleti’ni yıkıp yerine federatif bir İslam devleti kurmayı amaçlayan Necip Fazılcılar zaman içinde çeşitli yolları seçmiştir. Bir kısmı terör eylemleri ile bu işi sağlamayı hedeflemiş, bir başka kısmı ise siyasete atılmıştır. Terör yolunu seçenler, İBDA-C adındaki İslami Büyük Doğu Akıncıları Cephesi’ni kurmuş ve bu çatı altında silahlı eylemlerde bulunmuşlardır. Siyaseten ise gelinen nokta açıktır. Türk adı Anayasa’dan çıkarılmak istenmekte, Kürtler’e federatif bir yapıya doğru gidilmektedir. Necip Fazıl’ın Atatürk ve Türklüğe hakaretten cezalar aldığı da az bilenen konulardandır. Bazı tutuklanma nedenleri; Türklüğe Hakaret: 9.6.1947 – 5.8.1947 (1 ay, 27 gün) - Türklüğe Hakaret Davası Bitti, Son Posta, 6 Ağustos 1947 - Türklüğe Hakaret: 21.4.1950 – 15.7.1950 (3 ay, 25 gün) - Tevkif Müzekkeresi, C.... Savcı No: 950 / 5191 - ATATÜRK'E HAKARET : 15.10.1960
Türk Milleti’ne milli bilinci kazandıran, Sevr’le yok edilmek üzere olan bir milleti toparlayan ve bağımsızlığına kazandıran, bununla yetinmeyip iktisadi, toplumsal ve birçok alanda atılımlar Atatürk’e maymun diyebilecek kadar ileri gitmiştir. Türk milliyetçiliği fikrini tarihte ilkkez bir devletin kurucu fikri haline getiren Atatürk’e düşman olanlar aynı zamanda Türk milliyetçiliğine de düşmandır. Bu tür sahışların aynı zamanda dış bağlantıları üzerinde de düşünmek gerekir. Çünkü mankurtlaşmamış hiçbir Türk insanı, Türk Millyetçiliğine karşı cephede bulunmaz.
Bu noktada Necip Fazıl’ın İslamcılığı da aslında havada
kalmaktadır. Çünkü aynı zamanda koyu bir Amerikancıdır. Bakınız bu sözler bir
İngiliz ya da Danimarkalı’ya değil Necip Fazıl’a aittir. Necip Fazıl’ın bu görüşleri aslında birçok sözde İslamcı ile örtüşmektedir.
Tayyip Erdoğan Amerikan’ın en büyük müttefiki olduğunu
her fırsatta belirtmiştir. Tayyip Erdoğan’ın tüm
dünyada okunan Wall Street Journal’e Irak’taki Amerikan askeri için yazdığı yazı şu satırlarla bitiyor: Necip Fazıl, "Son Devrin Din Mazlumları adlı kitabında" ; Dersim isyanında askerlerimizi şehit eden feodal bölücüleri mazlum, Türk askerini ve Türk Devleti’ni ise soykırımcı – katliamcı ilan etmiştir. Olaya bu noktadan bakıldığında, bazı AKP’lilerin Dersim isyancısı Kürtçülere neden bu kadar sahip çıktığını daha iyi anlamış oluruz. Kısacası; Necip Fazıl, Türk Milliyetçilerinin fikir adamı değildir ve birçok görüşü ile Türk Milliyetçiliğine cephe almıştır. Necip Fazıl , iyi bir şair olabilir. Bundan daha fazla birşey ifade etmez. Bu son 8 yıllık süreç öyle bir süreçtir ki , bu dönemde herkesin rengi daha çok belli olmuştur. Bizler için Türksüz bir düşünce ya da devlet adsız bir insana benzer. Eski Türk geleneklerinde çocuk bir yiğitlik yaptığı zaman adını alırdı. Türk Milleti, bu yiğitliği Kurtuluş Savaşında fazlasıyla yapmıştır ve kimse bu yurttan Türk adını son Türkü yoketmeden silemeyecektir. 22.3.2013 Tanrıkut
|
< Önceki | Sonraki > |
---|