SOSYALİST VE KOMÜNİSTLERİN ATATÜRK KARŞITLIĞI
Türkiye'de
ümmetçiler ve bölücüler, Atatürkçü (Kemalist) rejim temelindeki Türkiye
Cumhuriyeti Devleti'nin açık karşıtlarıdır. Sosyalist ve komünist
olanların bir kısmı ise Kemalist kılığına bürünüp insanların beynini
zehirledikleri için sinsi ve en tehlikeli karşıtlardır.
Atatürkçülük (Kemalizm) açısından Amerikan uşaklığı yapmakla Rus
uşaklığı yapmak arasında hiçbir fark yoktur. Türk-İslam sentezcileriyle
sosyalistlerin zamanındaki sağ-sol kapışmaları da bizim dışımızdadır.
Çünkü Atatürkçülük (Kemalizm) sağcılık ya da solculuk değil bizzat
Atatürk'ün çizdiği ayrı bir yoldur!
Türkiye'de sosyal demokrat ve
sosyalist hareketler, bir-iki istisna dışında PKK güdümüne girmiş
durumdadır. Ayrılıkçı Kürt siyasi hareketi, yalnızca Kürtler üzerinden
değil çeşitli etnik kesimler ve Aleviler üzerinden de Türk milletinin
birliğine, Türk vatanının bütünlüğüne karşı saldırıya geçmiş durumdadır.
Nihai hedefi Türkiye'yi de parçalayarak bir Büyük Kürdistan kurmak olan
bölücü ve ayrılıkçı terör teşkilatı PKK'nın siyasi uzantısı olan
HDP'nin bileşenlerine baktığımızda da bu olgu açıkça görülmektedir. Adım
adım özerklik, federatif devlet ve bağımsızlık talebi olan HDP'nin
bileşenlerinden bazıları ise şunlardır:
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP)
Çoğulcu Demokrasi Partisi (Demokratik Çerkes Hareketi)
Demokrasi ve Özgürlük Hareketi (DÖH)
Demokratik Aleviler Derneği
Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH)
Demokratik Pomak Hareketi Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP)
DİSK (Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu)
Emek Partisi (EMEP)
Emekçi Hareket Partisi (EHP)
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP - HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ daha önce ESP Genel Başkanı idi.)
Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği (FHDD)
Gökkuşağı Kadın Derneği (Feminizm Hareketi)
Halkevleri (HE)
Halkların Demokratik Kongresi (HDK)
Hevi LGBTİ (Lezbiyen, Gay, Biseksüel, Transeksüel, İnterseks grubu)
İnsan Hakları Derneği (İHD)
Jineps (Çerkes Derneği)
Kaldıraç Dergisi
Kaos GL
KESK (Eğitim Sen)
Laz Enstitüsü
Marksist Tutum
Nor Zartonk (Ermeni Derneği)
Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP)
Özgür Demokratik Alevi Hareketi
Partizan Gazetesi
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği
Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP)
Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP)
Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP)
Teori Politika Toplum ve Kuram-Lêkolîn û Xebatên Kurdî
Toplumsal Özgürlük Parti Girişimi (TÖPG)
Türk Tabipleri Birliği (TTB)
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (YSGP)
Bunlar tamamı değil öne çıkan bazı bileşenlerdir ve bunlar aynı zamanda
terörün belini kırmak için operasyonlar yapan Türk Silahlı
Kuvvetleri'mizin karşısına sözde barış bloku adı altında dikilerek
PKK'ya canlı kalkan olmaktadırlar.
Türkiye'de vatan hainliğini
gizlemek için feminizm, eşcinsellik, sosyalizm, Alevilik, demokrasi ve
insan hakları dahil olmak üzere her türlü kavram kullanılmaktadır.
Sosyalist ve komünistlerin Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne ve Atatürkçü
(Kemalist) rejime verdikleri zarar aldıkları oy oranının çok çok
üzerindedir.
Nazım Hikmet, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya gibi
figürler de sosyalizmin Truva atları olarak Atatürkçülüğün (Kemalizmin)
içine sokulmaktadır. AKP'den kurtulmanın yolu da terör teşkilatı
PKK'nın güdümündeki HDP'nin kucağına oturmak değildir! Dolayısıyla her
bakımdan bu meselenin üzerine gitmekte yarar vardır.
İşte sosyalizmin Truva atlarından olan figürlerden biri: İbrahim Kaypakkaya.
İBRAHİM KAYPAKKA'YADAN ATATÜRKÇÜLÜĞE SÖVGÜLER
Sosyalist ve komünist çevrelerin Atatürk'e ve Atatürkçülüğe bakışını
TKP'nin kurucusu İbrahim Kaypakkaya net biçimde ortaya koymuştur. Bu
kesimlerin Atatürk takiyyeciliğine kesinlikle aldanılmamalıdır. İşte
Kaypakkaya'nın ağzından Atatürk ve Atatürkçülük:
"Kemalizm
demek, fanatik bir anti-komünizm demektir. Kemalistler, M. Suphi ve 14
yoldaşını, kahpece ve hunharca boğazlamışlardır. TKP’yi, Mustafa Suphi
yoldaşın ölümünden sonra bu isme layık bir parti olmadığı halde, amansız
bir şekilde ve her fırsatta ezmiş, bugün Amerikancı faşist sıkıyönetim
mahkemelerinin yaptığını, Kemalist iktidar defalarca yapmıştır; her iki
yılda bir, çoğu zaman her yıl en az bir kere, genel tutuklamalar
düzenleyerek yüzlerce insanı polis işkencesinden geçirmiş, karakollarda
ve zindanlarda çürütmüştür. Sovyetler Birliği’ne, menfaat sağlamayı
hesapladığı müddetçe dalkavukluk etmiş, diğer zamanlarda sinsi ve azgın
bir düşmanlık beslemiştir."
*
"Kemalizm demek, işçi ve köylü
yığınlarının, şehir küçük burjuvazisinin ve küçük memurların sınıf
mücadelesinin kanla ve zorbalıkla bastırılması demektir. Kemalizm,
işçiler için süngü ve ateş, cop ve dipçik, mahkeme ve zindan, grev ve
sendika yasağı demektir; köylüler için ağa zulmü, jandarma dayağı, yine
mahkeme ve zindan ve yine her türlü örgütlenme yasağı demektir. Şnurov
yoldaşın verdiği örnekleri, Adana-Nusaybin demiryolunda işçilerin nasıl
kurşuna dizildiğini bütün arkadaşlar bir kere daha hatırlasınlar."
*
"Kemalizm demek, her türlü ilerici ve demokratik düşüncenin zincire
vurulması demektir. Kemalizmi övmeyen her türlü yayın faaliyeti
yasaktır. İlerde, Kemalist iktidar aleyhine herhangi bir yazının
çıkabileceği ihtimali dahi, yayın organlarının kapatılması için yeterli
sebeptir. Sonu gelmez “örfi idareler” memleketi kasıp kavurmaktadır ve
her bir “örfi idare” yıllarca sürmektedir; meclis, CHP’nin tepesindeki
bir avuç yöneticinin ve onun değişmez başkanı M. Kemal’in elinde
oyuncaktır; Anayasa da ve bütün yasalar da öyledir, ülkeyi gerçekte ordu
yönetmektedir."
*
"Kemalizm’in “istiklâl-i tam” ilkesi demek,
yarı-sömürgelik şartlarına seve seve razı olma ilkesi demektir.
Kemalist Türkiye, yarı-sömürge Türkiye’dir. Kemalist iktidar,
İngiliz-Fransız emperyalizmine ve daha sonra Alman emperyalizmine
uşaklık eden, onlarla işbirliği eden bir iktidar demektir. Şnurov’un
belirttiği gibi, Kemalistlerin emperyalistlerle olan sınıf kardeşliği,
milli düşmanlıklarından ağır basmıştır; Kemalist iktidar, birçok defalar
İngiliz, Fransız ve Alman şirketlerinin menfaatlerini korumak için,
Adana-Nusaybin demiryolu grevinde olduğu gibi, işçileri kurşuna
dizmiştir."
*
"Şimdi Kemalizm dalkavukluğu yapan
revizyonistler, bize hışımla soracaklar: Peki öyleyse, Kemalistleri SSCB
ve Lenin niçin destekledi! Bunun cevabı gayet basittir: SSCB ve Stalin,
Japonya’ya karşı Guomintang’ı niçin desteklediyse, bunu da onun için
destekledi. ÇKP (Çin Komünist Partisi) ve Mao Zedung yoldaş, Asya’nın,
Afrika’nın ve Latin Amerika’nın geri ülkelerindeki komprador büyük
burjuvazinin ve toprak ağalarının iktidarlarını, mesela Yahya Han’ın
faşizmini, ABD emperyalistlerine ve Sovyet sosyal emperyalistlerine
karşı niçin destekliyorsa o dönemde SSCB ve Lenin yoldaş da Kemalistleri
onun için destekledi. Yani o dönemde daha gerici ve daha büyük düşman
olan İngiliz-Fransız emperyalistlerini tecrit etmek için destekledi.
Yani SSCB ve Lenin yoldaş, gericiler arasındaki çelişmelerden devrimin
menfaatine ustalıkla yararlandılar. Mesele budur."
*
“Miras”
diye gerici şeylere sarılmak, bizi kitlelerle kaynaştırmaz tersine,
onlardan koparır. Kemalizme miras diye sarılmak, bizi Kemalist iktidarın
hunharca ezdiği işçi-köylü yığınlarından, emekçilerden koparır. Evet,
bugün hakim sınıflar tarafından kafası Kemalizm konusunda yanlış
düşüncelerle doldurulmuş, Kemalizme sempati duyan işçi ve köylü
yığınları da vardır. Ama bu yanlış fikirlerle mücadele etmezsek, bu
yanlış fikirleri işçilerin ve köylülerin kafasından söküp atmazsak,
emekçi yığınlarının çeşitli kesimleri arasında, çeşitli milliyetlere
mensup emekçiler arasında tam bir birlik, dayanışma ve güven
sağlayamayız. Ayrıca bugün açısından gerici sınıflara karşı doğru ve
başarılı bir mücadele yürütemeyiz. Kemalizmin ilkelerini (bu ilkelerin
neler olduğunu gördük) savunan ve uygulayan askeri faşist diktatörlükler
karşısında kitleleri silahsız bırakmış oluruz. Kemalist diktatörlük
Yahya Han diktatörlüğünden farksızdır. Biz, kitlelere böyle bir rejimi
sempatik gösteremeyiz. Şafak revizyonistlerinin yaptığı şey budur."
*
"Şafak revizyonistleri, 'Lenin-Stalin ve Mao Zedung’un, M. Kemal
tahlilleri bize ışık tutmalıdır.' diyorlar. Evet, biz de aynı
kanaatteyiz. Böyle bir ışığa çok ihtiyaçları var. Baksanıza, karanlıkta
el yordamıyla yürümeye çalışan körlere benziyorlar. Ama bunlarınki
körlüğün başka bir çeşidi: Siyasi körlük."
*
"Bazı silahlar da
vardır ki onu elinde tutanlar kendilerini yaralarlar. Yani silah geri
teper ve kendini, elinde tutanları vurur. İşte Kemalizm böyle bir
silahtır! Şafak revizyonistleri böyle bir silahı elimize almak
istemediğimiz için bizi diledikleri gibi suçlayabilirler. Ama biz de
onların sağa sola reklam ettikleri bu silahın gerçek mahiyetini
yığınlara ve devrimci kadrolara anlatmaktan geri durmayacağız."
İşte sosyalizmin en önemli figürlerinden İbrahim Kaypakkaya'nın
Atatürk'e ve Atatürkçülüğe (Kemalizme) bakış açısı budur. Atatürksever
görünen takiyyeci sosyalistlere dikkat et ey Türk milleti!
Ümmetçi yobazlarla birlikte, etnik ayrılıkçı bölücü vatan hainlerini ve
bunların Truva atlarına dönüşmüş sosyal demokratları, sosyalist ve
komünistleri de ezeceğiz! Büyük Türk milleti topunuzun hakkından gelecek
kudrete sahiptir! Silahlı ve silahsız teröristlerin tamamı bu
topraklardan silinene dek mücadelemiz sürecektir!
"Bu memleket tarihte Türk'tü, şimdi de Türk'tür ve ebediyyen de Türk kalacaktır." K. ATATÜRK
EK BİLGİ: ATATÜRK VE KOMÜNİZM
https://www.facebook.com/ATASENDIKA/photos/a.573170289398659.1073741841.159063057476053/863586270357058/?type=3&theater
***
Ne sağdan ne de soldan, Atatürk'ün çizdiği yoldan!
ATASEN
Ata Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası
www.atasen.org.tr
|