İran Türklüğünün öncülerinden yılmaz Türkçü Mühendis Amani ve 2 erkek kardeşi uğradığı suikast sonucu şehit edilmiştir. İran Türklüğünün varoluş mücadelesinin simgelerinden biri haline gelen Amani , yüreklerimizde ve hafızalarımızda Türklük varoldukça yaşayacaktır. Ailesine sabır tüm Türk Dünyası’na baş sağlığı diliyoruz.
Rusya'nın Kafkas savaşının hemen arkasından Tebriz'i işgal etmesiyle, bir süre için askıya alınan dar anlamda Pan-Türkizm esas anlamında Turan ülküsü yeniden canlandı. Üstelik bu sefer halktan da büyük bir destek buldu. Buna bağlı olarak Tebriz, Türk gönüllülerince savunulmaya çalışıldı. Artık Enver Paşa, Dış Türklerin manevi lideri ve yetkili kurtarıcısı konumundadır. Dünya Türklüğü Paşa'ya mektuplar göndermekte ve kendisinden haklarının geri alınmasını istemektedirler. 1917 yılında patlak veren Bolşevik İhtilali, Pan-Türkizm emellerine davetiye çıkartacak ve Enver Paşa'ya bir kez daha mücadelenin yolu görünecektir. Kendisine, zamana göre en malik Türk cumhuriyeti olan Azerbaycan'ı üs olarak seçen Paşa, Turan Orduları Başkumandanı adı altında yardım toplamaya müktedir olmuştu. Yeniden kurduğu 28.000 kişilik Kurtuluş Ordusu'nun başına kardeşi Nuri Paşa'yı getirdi. İlk olarak silahlanma tamamlanacak, daha sonra ise başkent Bakü kızılların zulümden kurtarılacaktı.
20. yüzyıl Özbek şiirinin en millî şairi Çolpan'dır. Kendisinden sonra yetişen bütün millî şairlerin üstadıdır. Asıl adı, Abdülhamid Süleymanoğlı'dır. Eserlerinde "Çolpan" mahlasını kullandı. 1893 yılında Andican şehrinde doğdu. Babası Süleymankul Yunusoğlu, medrese eğitimi görmüş, mürettep divan sahibi bir şairdir. Abdülhamid, önce mahalle mektebinde, sonra Andican medresesinde eğitim gördü; bütün Türk şivelerini, Arap ve Fars dillerini, dinî ve müspet ilimleri öğrendi. Devam ettiği Rus-Tüzem mektebinde Rusçayı, bu dil vasıtasıyla Batı edebiyatını ve düşüncesini taradı. Türkistan'da 1905 yılından sonra Ceditçiler tarafından çıkarılan gazete ve dergilerle İsmail Gaspıralı, Mahmud hoca Behbûdî ve Münevver Kaan gibi Ceditçilerin tesiri altında kaldı. Türk Dünyası'nın ve bilhassa Türkiye'nin hayat tarzı ve kültürünü öğrenmeye çalıştı.
Numan Çelebi Cihan (1885-1918), ünlü Kırım Tatar siyaset adamı, Kırım Halk Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı, I. Kırım Tatar Milli Kurultayı'nın Başkanı, Kırım Müftüsü ve Kırım Müslümanları İcra Komitesi'nin Başkanı ve şair. Yazmış olduğu "Ant Etkenmen" şiiri Kırım Tatar halkının milli marşı oldu. Numan Çelebi Cihan, 23 Şubat 1918'de Akyar'da bolşevikler tarafından öldürüldü.
Atsız hiç şüphesiz ki Türk Mıllıyetçiliği`nin Zıya Gökalp`ten sonrakı en büyük ismi olmuştur. Fikirleri ile yaşayışını telıf eden bir karaktere ve şahsiyete sahipti. İbnülemin Mahmut Kemal İnal`ın tarifi ile "Atlıyı atından indirecek derecede şiddetli yazılar yazan" Atsız, ateşli ve keskin bir üsluba sahip olması yanında, hususi hayatında sakin, kibar, mülayim, nüktedan ve şakacı idi. Kendisinden kaç yaş küçük olursa olsun herkese "bey" diye hitap ederdi. Vakur davranışı ve tevazü içinde yaşayışı ile, dimdik başı ve sağlam karakteri ile Atsız Bey, Türk Tarihinin derinliklerinden kopup gelen bir "Türk Beyi" idi.
Azerbaycan'ın eski Cumhurbaşkanı ve Azerbaycan Halk Cephesi Partisi (AHCP) Genel Başkanı Ebulfez Elçibey verdiği son röportajında, ülkesindeki ve bölgedeki gelişmeleri değerlendirdi. 'Bunları birinin açıkça söylemesi gerek.' diyerek, her zamanki açık üslubunu sürdüren Elçibey, Türkiye ve Azerbaycan'ın sınırları kaldırarak konfederasyona gitmeleri gerektiğini söyledi.
Türk dünyasının büyük düşünce adamlarından ve reformistlerinden biri olan Gaspıralı İsmail Bey, Kırım Harbi (1853-1856) bütün şiddetiyle devam ederken, Bahçesaray'a iki saat mesafedeki Avcıköy'de dünyaya geldi. Babasının doğduğu köye nisbetle Gaspirinski (Gaspıralı) lâkabını alan İsmail Bey'in çocukluğu, Kırım Türk kültürünün beşiği olan Bahçesaray'da geçmiş ve bu şehir, onun ruhunda, sokakları, camileri, evleri ve özellikle Hansarayı ile, silinmez İzler bırakmıştır.
Mahmut Esat Bozkurt, 1892'de, İzmir-Kuşadası'nda doğdu. Hacı Mahmutoğullarından Hasan Bey'in oğludur.
İlköğrenimini Kuşadası ve İzmir Yusuf Rıza mektebinde yapan Mahmut Esat Bey, İzmir İdadisi'ni bitirdikten sonra 1908'de İstanbul Hukuk Mektebi'ne girdi.
1912'de, İstanbul Hukuk Mektebi'nden mezun olan Mahmut Esat Bey, İsviçre'de Fribourg Üniversitesi'nde yeniden hukuk öğrenimi gördü ve "Osmanlı Kapitülasyonları Rejimi Üzerine" (Du Regimes des Capitulations Ottomanes) adlı doktora tezi ile Hukuk Doktoru oldu.
Türkçülük akımının öncülerinden tarihçi ve siyaset adamı Yusuf Akçura 11 Mart 1935’de İstanbul’da öldü. 1876’da Rusya’nın Kazan’a bağlı Simbirsk kentinde doğan Akçura, babasının ölümü üzerine ailesiyle birlikte İstanbul’a göç etti. (1883) Harbiye’deki öğrenimini bitirdi ve kurmay sınıfına ayrıldı. Bu sırada Jön Türklerle ilişkisi olduğu gerekçesiyle tutuklandı ve Fizan’a sürülmek üzere Trablusgarp’a gönderildi (1897); daha sonra serbest bırakıldı ve rütbesi iade edildi. Bir süre Trablusgarp’ta çalıştıktan sonra 1899’da Tunus üzerinden gittiği Paris’te “Ecole Libre des Sciences Politiques”i bitirdi.