Necip Fazıl ve Kürtçü Yahudi Babanzadeler |
![]() |
![]() |
![]() |
Günümüz Türkiyesinde el ele verip Türklük kavramını silmeye çalışan iki kesimden biri Necip Fazıl’a üstad diyen siyasiler diğeri de onların işbirlikçisi Kürtçülerdir. Bunların birlikteliği yeni ortaya çıkmış bir olgu değil, yılların gizli ittifakıdır. Türkiye Cumhuriyeti ve Türk düşmanlığı için uygun koşulların, günümüzde oluşmasından ötürü bu birliktelik daha belirgin hale gelmiştir. Necip Fazıl Kısakürek, hiç birşeyin kahramanı olmadığı gibi Türk Milleti’nin asıl kahramanlarına da düşmanlık yapmıştır. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’a hakaret eden Kürtçü Musa Anter’in yakın dostudur. Musa Anter anılarında bu dostluğa şöyle değinmektedir: Necip Fazıl, aslen Maraşlı ve Dulkadiroğullarından olduğunu söylerdi.Karısı Kürt idi. Bir de büyük asabi hastalığına yakalanmış , yani bir nevi deli olmuş, hiçbir tedavi sonuç vermemiş. Onun anlattığına göre Şeyh Abdülhakim dergahına iltica edince iyileşmiş. Eh , hem Kürt damadı hem de Kürt şeyhin müridi olunca Kürtlere sempatisi vardı, arada bana çok yakınlık gösterdi.Bir gün dedi ki “Bak Musa, vallah ben Türk’üm ama yine yemin ediyorum ki Kürtler Türkler’den daha sadık daha inançlı ve daha iyidirler! “ Tabi ben “Estağfurullah” dedim. Çok sık görüşürdük. Yıllarca Kürtçülük yapmış ve PKK’nın fikiradamlarından sayılabilecek Musa Anter’le Necip Fazıl’ı birleştiren, Türkiye Cumhuriyeti’nin milli devletde kurulmuş olmasından başka ne olabilir? Musa Anter, Necip Fazıl’ın karısının Kürt olduğundan bahsetmiştir. Bu doğrudur ama eksiktir. Çünkü Necip Fazıl’ın karısı Neslihan Baban Kısakürek aslen Kürt Yahudisidir. Yahudi Kürt Babanzade aşireti, Osmanlı’ya karşı en büyük üç isyanı çıkaran aşiretten biridir. Ne hikmetse aşiretin önde gelenlerinden Babanzade İbrahim Paşa, Yahudi olmasına rağmen Osmanlı’da Süleymaniye valiliğine getirilebilmiştir. İbrahim Paşa’nın oğlu Babanzade Abdurrahman Paşa’nın 1806’da çıkardığı isyan, ilk büyük Kürt isyanlarından birine dönüşmüştür. 1812’de yine bu aşiret Babanzade Ahmet Paşa önderliğinde Kürt isyanı çıkarmıştır. Aslında Yahudi dönmeleri de diğer etnik kökenden gelenler gibi Osmanlı’da çoğu önemli makama rahatlıkla gelmiş, sonrasında da ilk fırsatta Osmanlı Devleti’ne ihanet etmiştirler. Tarih bu konuda nice örneklerle doludur. Neslihan Babanzade Kısakürek ise bu aşiretin önde gelen isimlerinden Babanzade Ahmet Naim’in yeğenidir. Ahmet Naim Kürt Yahudisi olduğu gibi aynı zamanda 33.dereceden üstad masondur. Hem Yahudi hem de mason olmasına rağmen zamanının önde gelen İslamcıların biri olan Ahmet Naim, 1918-1919 yıllarında Darülfünun’da (İstanbul Üniversitesi) rektörlük yapmıştır. Türk Milli Devleti kurulduğu zaman sahip oldukları birçok ayrıcalıklardan yoksun kalan bu gayri milli kesim, Cumhuriyeti yıkmak için her türlü sinsi faaliyet içine girmekten çekinmemişlerdir. Bir Yahudi dönmesi ile evli ve kalemi güçlü olan Necip Fazıl’ın ünlü olması Büyük Doğu Dergisi ile başlamıştır. Cumhuriyet , Atatürk ve milli devlet aleytarlığı ile tanınan Büyük Doğu Dergisi ; zamanın başbakanı ve Sebataycı Yahudi olan Adnan Menderes’in örtülü ödenekten verdiği paralarla yayın yapmıştır. Bu kirli ilişki Yassıada tutanaklarında da ortaya çıkmıştır. Tüyü bitmemiş yetimin hakkı, Cumhuriyet ve milli devlet düşmanlığı yapılması için Necip Fazıl’a verilmiştir. Bir taraftan İslamcılık yaparken diğer taraftan kumarhane baskınlarında yakalanan Necip Fazıl, bu dergide beş ayrı isimle yazarak okurlarını aldatmıştır. Necip Fazıl’ın bu kadar karışık ilişki yumağı ortaya çıkmadan çok zaman önce Nihal Atsız, Fazıl için şu tespitlerde bulunmuştur. Hatırlatmakta fayda var : ‘Hasan Bağcı, makale serisinin sonuna Türkçüleri ilzam etmek için üstadları Necip Fazıl Kısakürek’in bir parçasını almıştır. Biz o üstadı tanırız, 1945’te meşhur Irkçılar – Turancılar davasından beraat ettiğimiz zaman biz Türkçüleri evine davet ederek mükellef bir rakı ziyafeti çekmiş ve kurucusu olduğu Büyük Doğu Derneğiyle birleşmemizi teklif etmişti.Necip Fazıl iyi bir nesircidir. Fakat hiçbir yüksek okuldan mezun olmadığı için bir fikir tartışmasında ondan parçalar alıp tanık diye kullanmak doğru olmasa gerektir.’ Anlaşıldığı üzere, Necip Fazılların Cumhuriyet’e muhalefet olma oyununa o zamanın Türk Milliyetçileri gelmemiştir. Şimdikiler de gelmemelidir! 13.4.2013 Babürşah ![]() |
< Önceki |
---|